bugün
- assembly kodu14
- 18 nisan 2024 fenerbahçe olympiakos maçı59
- kuva'i milliye ne ise hamas da o dur21
- erken seçim11
- cengiz ünder'in bıyığı10
- junkman12
- ali koç8
- fenerbahçe14
- arda güler16
- altıncı filoya karşı namaz kılmak12
- uludağ sözlük discord grubu10
- yazarların en rum özelliği21
- motorcu fırlama hafif demir demirkan tarzı yazar13
- erdoğan'dan sonraki başkan20
- sexting haram mıdır22
- ismail kartal19
- konstantinos tzolakis9
- sözlük kızlarının elleri şuan napıyor sorunsalı10
- sadece sennn13
- türkiyede bütün yiyecek fiyatları aşırı fahiştir17
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti12
- eybırın manyağı kıskanması14
- kadın ayağı kokusu11
- mehmet şimşek'in türk milletine yerel halk demesi8
- evlenmek istememek ama yalnızlıktan da sıkılmak10
- erkeklerin bir kere küsünce geri barışmaması18
- flörtlerinizin ortak özellikleri21
- anın görüntüsü17
- beni seviyor musunuz8
- annem baban uğur dündar dedi8
- görümceniz sizi engellese ne yaparsınız13
- çok fazla çirkin erkek olması11
- anksiyete psikolojik değil fizyolojik bir sorundur11
- bacaklarımdan tahrik olan kız olduğunu sanmıyorum14
- yazarlardan parfüm önerileri14
- letthe8
- manyak olmaya karar verdim9
- ebbırı top gibi sektirme yarışması19
- sokakta kadın döven araplar12
- sözlükteki fosiller24
- netflix'in pkk lıyı başrol yaptığı dizi11
- 56 yıldır hiçbir kadınla iletişim kurmayan adam12
- nervio'nun kedileri sokağa salmak10
- ekonomi kötü diye güzellikleri yok saymak11
- artık kızlara bakmıyoruz kampanyası25
- kitaplarda geçen can alıcı cümleler8
- mastır çeşitleri8
- 17 nisan 2024 manchester city real madrid maçı11
- icardi1905 silik olsun kampanyası9
- fatih ürek ile elti gelin görümce13
sevdiği entry'ler
Keşke bunun bir doğum sancısı olduğunu bilebilsem. En azından sonunda elimde avcumda ne olacak onu bilirdim. Ama bu bir doğum sancısı değil. Sonu güzel bitenlerden değil. Zihnin sancısı bambaşka oluyormuş meğer.
Aslında içimdekileri anlatmaya bayağı bir ihtiyacım var ama kimseye güvenemiyorum, duygusal mıyım bilmiyorum, kendi içimde belki ama dışarıya ağlayamıyorum, beceremiyorum yani; çünkü içimdekileri döktüğüm zaman içinde bana doğrultacak silahları, beni küçük görmeye çalışacak düşünceleri aramaya meylediyor insanlar. Yanlış şeyler yaptığımı düşündüğüm için böyle demiyorum, böyle diyorum çünkü içimizde yaşadıklarımızı, duygularımızı, hislerimizi bizi kırmak için kullanacak çok insan var. Ne yaşıyorsam içimde yaşıyorum, ne doğuyorsa içimde doğuyor, ne ölüyorsa onun mezarını da içimde kazıyorum. Bu da yanlış evet ama öyleyim işte, mesela çok konuşan birisi değilim çünkü insanları konuştuklarıyla tartmak için dinleme taraftarıyım. Dışarıdan dolu zannedilenlerin balon olduklarını anlamak için sadece ipi çözmek gerekiyor. Bugüne kadar kendimi açabileceğim çok kişi çıkmamıştır karşıma, yani seni iyisiyle kötüsüyle kabul edecek birisi, kötü olduğunda seni iyi edecek birisi. iyi olduğunda herkes iyi, her şey iyi. Vay ki az biraz kötü olasın, işler yolunda gitmesin; hemen başlıyor şikayetler.
Benim birisiyle 'bir' olmaya ihtiyacım var, ama öyle böyle değil. Hani nasıl ki sol ayak aksasa sağ ayak onu destekler, nasıl ki sağ el sol eli şikayet etmez işte öyle yekvücut olmam lazım birisiyle. Ama o birisi ?
Benim birisiyle 'bir' olmaya ihtiyacım var, ama öyle böyle değil. Hani nasıl ki sol ayak aksasa sağ ayak onu destekler, nasıl ki sağ el sol eli şikayet etmez işte öyle yekvücut olmam lazım birisiyle. Ama o birisi ?
hakkımızı yememenizi istiyoruz , sınava bile girmeden üniversitye girmenizi istemiyoruz , çalışmadan para kazanmanızı istemiyor , tc kimlik kartı almanızı istemiyoruz daha çok var.
Angut yetiştirme birimi.
Kabullenemedim bunu ve angut yerine diş hekimi oldum şimdiyse gerçek mesleğimde en iyilerden biri olduğuma inanıyorum. Kendi çabamla yoksa ordaki dinazorlar sayesinde değil. Hala oturur sistemik hastalıklar, diş hekimi yaklaşımları üzerinde çalışırım. En iyi anamnezi alır tedaviyi ona göre belirlerim. Devlet hastanesi şartlarında teşhis ve tedavide %100'e yakın başarı sağlıyorum. ve ben bu fakültenin en kötü öğrencisiydim belkide. Her yıl 8-9 bütle ya kalır ya zorla geçerdim. Şimdi hasbelkader tüm fakülte boyunca 2 bütü olmuş bir arkadaşla aynı yerde çalışıyoruz. Bazen soruyorum şu kafa çiftini hatırlıyor musun, şu hastalığın belirtileri nedir, şu durumda diş hekimi yaklaşımı nedir çok azına cevap verebiliyor yada unutmuşum hiç aklıma gelmiyor diyor. Performans az diye hasta bakmıyor, baksa bile başından savıyor.
Bense artı olarak hiçbir maddi katkısı olmamasına rağmen bir ilçe hastanesinde çocuklarda vital amputasyondan tutun da süt dişi kanal tedavisi bile yapıyorum ve çok şükür çok iyi sonuçlar alıyorum. Devamlı okuyor, daha iyi tedaviler için bilgi topluyorum. Bir dolgu yapıyorsam bir diş hekimi bile baksa dolgu olduğunu zor anlar, zaman ayırıp hakkını veriyorum. Dün 17 yaşında bir kızın üst ön iki orta keser dişine dolgu yeniledim, geçen hafta bizim fakültede yaptırmış, çamur gibi... bu işi öğretmesi gereken fakülte eğitim işini bir kenara atmış, performans derdine düşmüş.
bir saatten fazla uğraşıp dolguları yeniledim, kız hemen kalkıp aynadan baktı, o gözlerindeki mutluluk bana teşekkür ederek klinikten ayrılması yeter.
Ve ben bu üniversitenin bir fakültesinin en kötü öğrencisiydim. Çünkü ayak topuğundaki kalkaneus'un eklem yüzlerini ezberlemenin, tonla anlamsız bilgi verilirken çalışma pozisyonlarının bile doğru düzgün gösterilmemesinin aptalcalığını kabul edemiyordum. içine düştüğüm ortamın anlamsızlığı içimi yiyip bitiriyordu.
En iyi öğrencilerse en iyi üçkağıtçılığı, performans için en kısa sürede hasta savuşturmayı ve nabza göre şerbet vermeyi öğrendi. Halimden çok memnunum, vicdanım çok rahat... o fakültedekilerin de vicdanı rahattır ama dejenere bir vicdan olduğu için rahattır.
Sadece bize gerçekten anlamlı bilgileri öğreten ve onurlu bir hekim olmanın bilgisini aşılayan 2-3 hocaya ve bazıları hocalardan bile fazla yardımcı olan asistan abi-ablalarımıza sonsuz saygım var.
Kabullenemedim bunu ve angut yerine diş hekimi oldum şimdiyse gerçek mesleğimde en iyilerden biri olduğuma inanıyorum. Kendi çabamla yoksa ordaki dinazorlar sayesinde değil. Hala oturur sistemik hastalıklar, diş hekimi yaklaşımları üzerinde çalışırım. En iyi anamnezi alır tedaviyi ona göre belirlerim. Devlet hastanesi şartlarında teşhis ve tedavide %100'e yakın başarı sağlıyorum. ve ben bu fakültenin en kötü öğrencisiydim belkide. Her yıl 8-9 bütle ya kalır ya zorla geçerdim. Şimdi hasbelkader tüm fakülte boyunca 2 bütü olmuş bir arkadaşla aynı yerde çalışıyoruz. Bazen soruyorum şu kafa çiftini hatırlıyor musun, şu hastalığın belirtileri nedir, şu durumda diş hekimi yaklaşımı nedir çok azına cevap verebiliyor yada unutmuşum hiç aklıma gelmiyor diyor. Performans az diye hasta bakmıyor, baksa bile başından savıyor.
Bense artı olarak hiçbir maddi katkısı olmamasına rağmen bir ilçe hastanesinde çocuklarda vital amputasyondan tutun da süt dişi kanal tedavisi bile yapıyorum ve çok şükür çok iyi sonuçlar alıyorum. Devamlı okuyor, daha iyi tedaviler için bilgi topluyorum. Bir dolgu yapıyorsam bir diş hekimi bile baksa dolgu olduğunu zor anlar, zaman ayırıp hakkını veriyorum. Dün 17 yaşında bir kızın üst ön iki orta keser dişine dolgu yeniledim, geçen hafta bizim fakültede yaptırmış, çamur gibi... bu işi öğretmesi gereken fakülte eğitim işini bir kenara atmış, performans derdine düşmüş.
bir saatten fazla uğraşıp dolguları yeniledim, kız hemen kalkıp aynadan baktı, o gözlerindeki mutluluk bana teşekkür ederek klinikten ayrılması yeter.
Ve ben bu üniversitenin bir fakültesinin en kötü öğrencisiydim. Çünkü ayak topuğundaki kalkaneus'un eklem yüzlerini ezberlemenin, tonla anlamsız bilgi verilirken çalışma pozisyonlarının bile doğru düzgün gösterilmemesinin aptalcalığını kabul edemiyordum. içine düştüğüm ortamın anlamsızlığı içimi yiyip bitiriyordu.
En iyi öğrencilerse en iyi üçkağıtçılığı, performans için en kısa sürede hasta savuşturmayı ve nabza göre şerbet vermeyi öğrendi. Halimden çok memnunum, vicdanım çok rahat... o fakültedekilerin de vicdanı rahattır ama dejenere bir vicdan olduğu için rahattır.
Sadece bize gerçekten anlamlı bilgileri öğreten ve onurlu bir hekim olmanın bilgisini aşılayan 2-3 hocaya ve bazıları hocalardan bile fazla yardımcı olan asistan abi-ablalarımıza sonsuz saygım var.